Astım Anestezi Ve Ameliyat

Astım Anestezi Ve Ameliyat :

ASTIM,ANESTEZİ vE AMELIYAT

Ameliyat olacak her hasta korku duyar, uykuları kaçar, ama bu kişinin astımı da varsa, endişeleri. kaygıları çok daha fazladır. Bu korkuların yersiz olduğunu hemen söyleyelim, çünkü astım krizinde olduğu halde bile acilolarak ameliyat olması gereken hastalarda ciddi komplikasyon ve ölüm riski çok azdır. Elbette, ideal olan, cerrahi girişimin hastanın astımı kontrol altında iken yapılmasıdır. Ameliyata hazırlık Cerrahi girişim acil değilse, hastanın ameliyattan önceki günlerde hiçbir astım belirtisi göstermemesi arzu edilir. Astım şikayeti olan hastalar, durumlarının acilliği yoksa, astım tedavisinden sonra opere edilmelidir. Her astımlı ameliyattan önce dikkatli bir muayeneden geçirilir, astımı ile ilgili ayrıntılı bilgiler elde edilir: • Kaç yıldır astımlı olduğu • Krizlerin sıklığı ve ağırlığı • En son ne zaman krize girdiği • Astım krizinden dolayı hastanede yatıp yatmadığı ve yapay solunum aletlerine bağlanıp bağlanmadığı • Krize yol açan allerjenler ve irritanlar • Allerji yapan ilaçlar (aspirin ve ağrı kesiciler, antibiyotikler ...) • Hastanın en çok yararlandığı ilaçlar • Halen kullanmakta olduğu ilaçlar ve bunların dozları • Son günlerde solunum yolları infeksiyonu geçirip geçirme Ameliyattan önce solunum fonksiyon testleri normal sınırlar içinde olmalıdır. Bazı kronik astımlılarda, hava yollarındaki kalıcı hasarlar nedeniyle, bu testler hiçbir zaman normal bulunmayacaktır. Bu durumda, arter kanında oksijen ve karbondioksit gazlarının basınçları ölçülmelidir. Astımlı hastalara ameliyattan önce mutlaka akciğer röntgeni de çekilmelidir. Hastalara, cerrahi girişimden önce yapılacak işlenıle ilgili bilgi verilmesi, sorularının dikkatle cevaplanması hastaları çok rahatlatır, endişelerini giderir. Her hastanın ameliyat için yazılı onayı da alınmalıdır. Sigara içen hastalar, en azından iki hafta önce sigarayı bırakmış olmalıdır. Hastanın ameliyattan önceki geceyi iyi uyuyarak geçirmesi de çok önemlidir.

Bu amaçla, ameliyattan önceki gece uyku veya sakinlik veren bir ilaç verilebilir. Bir başka bahara! Bazı durumlarda ameliyatın ertelenmesi gerekir: • Hasta krizde ise • Solunum fonksiyon testleri bozuk ise • Son günlerde solunum yolları infeksiyonu (nezle, grip, sinüzit, orta kulak iltihabı, bronşit, zatürrie ... ) geçirilmiş ise • Yeni geçirilmiş ağır astım krizi varsa! Polen allerjisi olanların acil olmayan ameliyatlarının polen mevsimi dışında yapılması daha uygundur. Anestezi yöntemi Cerrahi girişimler için çok çeşitli anestezi yöntemleri uygulanmaktadır. Buna, hastalığın özelliğine göre, cerrah ve anestezi st birlikte karar vermelidir. Lokal (bölgesel) anestezi akciğerIeri en az etkileyen anestezi türüdür ve astımlılar için en uygun anestezi şeklidir. Bu yöntemde hasta uyutulmaz. Girişim yapılacak bölgenin siniri veya omurilik kanalı içindeki sinir kökü uyuşturularak hastanın ağrı duyması en gellenir. Günümüzde, birçok ameliyat ve doğum, bölgesel anestezi ile başarılı bir şekilde yapılabilmektedir. Gereken durumlarda, astımlılar genel anestezi ile de ameliyat edilebilirler. Bu hastaların hem ameliyat sırasında ve hem de ameliyattan sonraki günlerde yakından izlenmeleri gerekir. Anestezi sırasında astım krizi gelişebilir mi? Astımlılar en çok anestezi sırasında astını krizine girmekten ve 'bir daha uyanamamaktan' korkarlar, ama böyle bir endişe tamamen yersizdir. Anestezi sırasında gelişen astım krizleri rahatlıkla tedavi edilebilir. Bir kere, hastanın bütün önemli yaşamsal fonksiyonları kontrol altındadır. İkincisi de, hem damar yoluyla ve hem de solunum yoluyla gereken her tedavi etkili bir şekilde uygulanabilir. Üstelik de anestezi de kullanılan bazı maddelerin (halothan gibi) bronşları genişletici etkileri vardır. Amellyat sonrası dönem Akciğer hastalığı olanlarda ameliyat sonrası ortaya çıkan komp likasyonlar akciğerleri normal insanlara göre daha fazladır. Bunlar erken tanındıklarında başarılı bir şekilde tedavi edilebilirler. Özellik le ameliyattan sonraki ilk 24 saat çok önemlidir. Ameliyat sonrası rastlanan komplikasyonların en önemlileri: • Akciğer embolisi (akciğer damarlarının pıhtı ile tıkanması) • Atelektazi (bronşların kuruyan salgılarla tıkanması) • Pnömoni (zatürrie, yani akciğer iltihabı) • Astım krizleri • Pnömotoraks (akciğer zarları arasında hava birikmesi) • Ağrı kesici ilaçlarla ilgili allerjiler Ameliyattan sonra nelere dikkat edilmeli Ameliyattan sonraki ilk gün ve gece çok önemlidir. Hastalar hem yakın gözlem altında tutulmalı ve hem de gereğine göre solunum fonksiyon testleri, arter kan gazları, akciğer röntgeni çekilerek izlenmelidir. Göğüs ve üst karın ameliyatlarından sonraki komplikasyonlar alt karın ve kol-bacak ameliyatlarına göre daha fazladır. Ameliyatın uzun sürmüş olması, ameliyat sırasında hastanın pozisyonu da önemlidir. Astımlı hastalara ağrı kesici ilaçlar ve uyuşturucu ilaçlar çok dikkatle verilmelidir, zira bu ilaçlar duyarlı hastalarda çok ciddi astım krizlerine neden olabilirler. Astımlılar, ameliyattan sonra olabildiğince erken ayağa kaldırılmalı, solunum egzersizleri yaptırılmalı ve öksürmeye teşvik edilmelidir. Oda ısısı ve nemliliği de uygun olmalıdır. Astımın ameliyatla tedavisi mümkün müdür ? Sürekli ilaç kullanmak zorunda olan ve artık ilaçtan bıkan hastalar 'Aman doktor bey, şu hastalığın ameliyatı yok mu, bir defa ameliyat olsak da kurtulsak bu dertten' diye yakınırlar. Geçmiş yıllarda astım tedavisinde bazı ameliyatlar denenmiş fakat olumlu sonuç alınamamıştır, Bunlar içinde, karotis cisimciğinin çıkarılması, vagus sinirinin kesilmesi, dalak veya timusun alınması ile astım krizlerine yol açtığı sanılan diş, bademcik, hemoroid, kalın bağırsak ... gibi organların çıkarılması. .. sayılabilir. Bu ameliyatların astım üzerine hiçbir olumlu etkisi olmadığı halde, bazı kulak-burun-boğazla ilgili girişimlerin astım tedavisine önemli katkıları olabilmektedir. Bu ameliyatlar hastanın üst solunum yollarında ilaçlarla giderilmesi mümkün olmayan darlıkları düzelten girişimlerdir: • Deviasyon operasyonu (burun kemiğindeki eğriliğin düzeltilmesi) • Poliplerin çıkarılması • Sinüslerle ilgili girişimler • Özel durumlarda geniz eti ve bademciklerin alınması Mide asidinin yemek borusuna kaçtığı durumlar (gastro-özofa gal reflü) çoğu zaman ilaçlarla kontrol altına alınabilmekteyse de, tedaviye cevap alınmadığında cerrahi girişimler denenebilmektedir. OKUL, ASTıM VE ALLERJİK HASTALIKLAR Okul allerjisi Bazı anne-babalar, çocukları için 'Bizimkinde okul allerjisi var' sözünü çok kullanırlar. Bunlar okula gitmek istemeyen, okullarını sevmeyen çocuklardır. Kiminin öğretmenleriyle, kiminin sınıf arkadaşıyla bir problemi vardır.

Kimi kitap okumayı sevmez, kimi ödev yapmaktan hoşlanmaz. Kiminin başı ağrır, kiminin karnı ... kimi nefes alamaz ... kimini bitmeyen kaşıntılar sarar. Okul allerjlsl, okullar tatile girdiğinde tamamen kaybolur. Okuldaki allerjenler Okul, çocukların zamanlarının önemli bir kısmını geçirdikleri ikinci bir evleri sayılabilir. Allerjik çocukların sağlıklı olabilmeleri okulda da bazı önlemlerin alınması, öğretmenlerin ve okul idareci lerinin ve yardımcı personelin bu konuda bilgilendirilmeleriyle mümkündür. Okul ortamında bu tür duyarlılığı olan çocukların hastalıklarını alevlendirebilecek pek çok faktör vardır: • Allerjenler • İrritan maddeler • Egzersiz • Yiyecekler • Virüsler Allerjenler Okullarda da evlerde bulunan akar, küf, hayvan ve polen allerjenlerine rastlanır. Bunlar hakkında ayrıntılı bilgi için 'Allerjenler ve Korunma Yöntemleri' bölümüne bakınız. Bu bölümde daha ziyade bu aIlerjenlere karşı alınması gereken önlemlerden bahsedeceğim. Akarlar için neler yapılabilir ? Karanlık, iyi havalandırılmayan, rutubeti fazla olan ve zeminleri halı ile kaplı olan sınıflarda çok miktarda, akarlara ait allerjen bulunabileceği gösterilmiştir. Çocukların sürekli hareket halinde oldukları, koşuşturdukları hesaba katılacak olursa, sınıfların havasında ne kadar çok akar allerjeni bulunabileceği daha iyi anlaşılır. • Akar allerjisi olan çocuklar güneş gören, rutubeti az olan sınıflarda okumalıdır. Bodrum katındaki sınıflar allerjik ve astımlı çocuklar için son derecede sakıncalıdır. • Sınıflar her gün havalandırılmalı ve temizlenmelidir. • Sınıfların zeminlerinin parke, marley veya benzeri plastik maddelerle kaplanması daha uygundur . • Temizlik, çocuklar sınıftan ayrıldıktan hemen sonra yapılmalı, derslerden önce temizlikten kaçınmalıdır, çünkü temizlik işlemi sırasında havaya dağılan tozların birkaç saat havada kalabilmeleri mümkündür. • Halı ile kaplı sınıflar emiş gücü yüksek süpürgelerle temizlenmelidir. • Halıların akarisit ismi verilen akarları öldüren ilaçlarla temizlenmeleri de büyük yarar sağlar. • Çocukların sınıf odasında top oynamaları, koşmaları engellenmelidir. Küflere karşı önlemler Bu bölümde küflere karşı alınması gereken önlemleri anlatacağım: • Sınıf güneş görmeli, her gün havalandırılmalıdır. • Sınıf ta küfleri barındırabilecek saksı çiçekleri olmamalıdır. • Küfüreyen ortamlar ortadan kaldırılmalıdır. Bu amaçlajimgusit ismi verilen mantarları öldüren kimyasal maddelerden yararlanılabilir. 1/10 oranında su-çamaşır suyu karışımı da fungusit olarak kullanılabilir. Bu ortamlar iyice temizlendikten sonra, mantar üremesi olmasa bile her hafta tekrar silinmelidir. Mantarlar, ev akarlarının besin kaynaklarından olduğu için, bunların azaltılması akarlara allerjisi olanların da işine yarayacaktır. • Sınıflardaki rutubet ve ıslaklık azaltılmalıdır. Sınıf havasının nemi %50'nin altında tutulmaya çalışılmalıdır. Bunun için nem giderici aletlerden yararlanılabilir. • Parke veya marley zeminler tercih edilmelidir. Islak halı ve kilimler küflerin üremesi için idealortamlardır. • Nemli duvar küğıtlanna da dikkat edilmelidir. • Nemli duvarların seyreltilmiş çamaşır suyu veya muriatik asitle yıkanması küf üremesini engeller. • Çöp tenekeleri mümkünse sınıfın dışında ve plastik bir torbada kapalı olarak tutulmalıdır. • Beden eğitimi dersinden sonra terle ıslanmış spor kıyafetleri kesinlikle sınıfa getirilmemelidir. İnek Şaban'lara da dikkat! Günümüzde birçok okulda çeşitli hayvanların da bulunabileceğini biliyoruz. Kedi, köpek, kuşlar yanında, tavşan, kobay, fare ... gibi laboratuvar hayvanları, duyarlı çocuklarda astım krizleri veya diğer allerjik belirtilere yol açabilirler. Hatta, kendi evinde hayvan besleyen öğretmen ve öğrencilerin, bunlara ait allerjenleri elbiseleri ile sınıfa kadar getirebilecekleri. de akılda tutulmalıdır . • Okulda bulunabilecek hayvanlar özel yerlerde barındırılmalı, allerjik çocukların buralara girmeleri engellenmelidir. • Hayvanlar kesinlikle sınıflara alınmamalıdır. Fare ve bamamböcekleri Fare ve hamamböcekleri için özel bir paragraf açmak istiyorum, çünkü son yıllarda bu yaratıkların da astım ve allerjik nezle nin önemli nedenlerinden biri olduğu anla§ılmı§tır. Ayrıca, bunların evlere göre okullarda çok daha fazla sayıda bulunmaları mümkündür. Özellikle, eski ve iyi temizlenmeyen okul binalannda, rutubetli ve güneş görmeyen ortamlarda yoğun olarak ya§ama ve üreme imkanı bulurlar: • Tüm okul pestisü ismi verilen kimyasal böcek zehirleriyle ilaçlanmalıdır.

Bu işlem öğrenciler okul dışında iken yapılmalı, bu maddelerle temas etmemeleri için gereken önlemler alınmalıdır. • İlaçlamadan sonra, ölü böcekler ve bunların artıkları çok iyi bir şekilde temizlenmelidir. • Okullarda böceklerin girebilecekleri delikler kapatılmalıdır. Bu amaçla, duvar, yer, kapı ve pencere kasalarındaki çatlak ve delikler tamir edilmeli, borulann etrafı macunlanmalıdır. • Sınıf ta yemek yenmemelidir. • Çöpler ağzı kapalı kutularda saklanmalıdır. • Kesekağıdı. karton kutu, boş şişe ve kova ... gibi hamambö ceklerinin sık olarak bulundukları ortamlar sınıf ta bulundurulmamalıdır. Okul dışı allerjenler Çocuklar okul bahçesinde, sınıfla gidilen gezi ve pikniklerde ... dış atmosfer havasındaki polenlere de maruz kalabilirler. Polenler, allerjik nezle ve astıma yol açan allerjenlerdir. Bunlara karşı alınması gereken önlemler 'Allerjerıler ve Korunma Yöntemleri ' bölümünde ayrıntılı olarak ele alınmıştır. İrritan maddeler ABerjik hastalıkların alevlenmesine yol açan bir grup madde ise irritan maddelerdir. Bunlar gerçek allerjenler değildir; bunlara karşı oluşmuş I g E sınıfı antikorlar yoktur. İrritan maddeler, özellikle de yoğun olarak solunduklarında allerjik olsun veya olmasın tüm astımlıları etkileyebilirler. Sınıf ta bulunabilecek irritan maddelerin başlıcaları ve bunlara karşı alınacak önlemler şunlardır: • Tebeşir tozu: Allerjik çocuk tahtaya, dolayısıyla da tebeşir tozuna uzak bir yere oturtulmalıdır. • Kokulu kalemler: Hem tahtaya hem defterlere yazı yazmak amacıyla kullanılan keskin koku saçan kalemler astımlı çocuklar için zararlıdır. • Keskin kokulu patfümler, deodorantlar: Öğretmenler ve öğrenciler keskin kokulu parfüm kullanmaktan kaçınmalıdırlar. Hele, sıcak yaz günleri ter kokusuyla karışarı ucuz parfümler sadece astımlılar için değil, herkes için tiksinti vericidir. • Çeşitli kimyasal maddeler: Kimya, resim ... gibi derslerde yararlanılan çeşitli kimyasal maddeler, duyarlı çocuklarda krize neden olabileceğinden, astımlılarırı bu ortamlarda bulunmamaları gerekebilir. • Temizlik maddeleri: Zemin, sıralar ve tuvaletlerin temizliği tatil günleri yapılmalı, keskin kokulu temizleyiciler kullanılmamalıdır. • Böcek ilaçları: Okullar böceklere karşı ilaçlandıktan sonra çok iyi temizlenmelidir. • Boya, vemik, cila kokuları: Okulun boya, badana, cila ve diğer tamirat-tadilat işlemleri okul kapalı iken (yaz tatilinde) yapılmalıdır. • Yemek kokuları: Okul yemeklıanesinin kokuları sınıfları etkilememelidir. Aman hocaın, söndür şu sigarayı! Sigara dumanı da aslında bir irritandır ve pekala yukarıdaki listeye eklenebilirdi, ama bu sigara konusunu çok önemli saydığımdan ayrı bir başlık altına aldım. Okullardaki öğretmen odalarının 'kahvehanelerden daha dumanlı' olduğuna birçok kereler şahit oldum. Bu beni iki bakımdan hayrete düşürüyor. Birincisi, sapsarı parmaklı öğretmenlerin çocuklara hangi inandırıcılıkla 'Sigara zararlıdır, sakın sigara içmeyin, içenleri uyarın' diye ders anlatabildikleri ... İkincisi de, öğretmen maaşıyla günde bir paket 'Marlboro'yu nasıl alabildikleri... Astımlı çocuk için, sigara içen veya içilen ortamlarda bulunan kişilerin elbiselerine sinen kokular bile rahatsızlık vericidir, hatta kriz nedeni bile olabilir. Sayın hocalar, hem kendi sağlığınız ve kendi cebiniz hem de öğrencileriniz için, lütfen, söndürün şu sigarayı! Beden eğitimi derslerine giremez raporu Doktorlar öğrencilere çeşitli nedenlerle rapor verirler: 1. Gerçekten hasta oldukları için yatak istirahati raporu 2. Lise son öğrencilerine mayıs ayında üniversite sınavlarına hazırlanabilmeleri için verilen yalancı hastalık raporu 3. Astımlılara beden eğitimi dersine giremez raporu Çocuklarına astım tanısı koyduğumuz anne-babaların ilk arzuları 'beden eğitimi dersine giremez raporu' almaktır; çünkü onlara göre astım ve spor, ateş ve barut gibi bir araya gelmeleri mümkün olmayan iki kelimedir. Haksız da sayılmazlar ... Birçok okulda beden eğitimi demek, çocukların soğukta ... sıcakta ... yağmurda ... yaşta kendi başlarına ... okul bahçesinde patlak bir topu kovalamaları bir duvardan ötekine koşuşturmaları değil midir ?

Ancak işin bir de diğer tarafı var. 'Astım, Spor ve Beden Eğitimi' bölümünde, astımlı dünya şampiyonlarını ... Olimpiyat birincilerini ... görecek, tanıyacaksınız. Bilinçli yapılan sporun astımlılar için zararlı değil, aksine tedavilerinin önemli bir parçası olduğunu göreceksiniz. Bunlara dikkat! ... • Spor yapan astımlı çocuk mutlaka doktor kontrolü altında olmalıdır. • Spordan 15 dakika önce koruyucu ilaç alınmalıdır. • Spor ısınma hareketleri İle başlamalıdır. • Tok karına spor yapılmamalıdır. • Çok sıcak ve nemli ya da soğuk ve kirli havada spordan kaçınmalıdır. • Polenlere allerjisi olanlar, polen zamanı salon sporlarını tercih etmelidir. • Spor birden kesilmemeli, vücudun soğuması için egzersiz 10-15 dakika içinde yavaş yavaş bitirilmelidir. • Astımlı çocukların yalnız başlarına spor yapmalarına izin verilmemelidir. • Spor sırasında öksürük, hınltı, nefes darlığı şikayetleri başlayanlar derhal spora son vermeli ve nefes açıcı spreylerini kullanmalıdırlar. Hafif öne doğru eğilerek oturmak en rahat pozisyondur. Besin allerjisi Ciddi besin allerjisi olan çocuklarda, okul yemekhanesinde çıkan yemekler ya da kantinde satılan yiyecekler problem yaratabilir. Koku, tat, renk verici ya da bozulmayı önleyici katkı maddeleri içeren yiyecek ve içecekler de uygun değildir. Bunlar deri allerjilerin den anaflaksiye kadar her türlü allerjik hastalığa neden olabilirler. Atopik çocukların yiyeceklerini evden getirmeleri en doğrusudur. Sınıftaki tozlarda yiyeceklere ait tanecikler de bulunabilir. Norveç'te yapılan bir araştırmada sınıftaki tozlarda, allerjisi olanlarda reaksiyon uyandıracak miktarda somon zerrecikleri bulunabileceği gösterilmiştir. Sınıfa yiyecek getirilmemeli ve sınıfta hiçbir şey yenmemelidir. Önce burnu akmaya başladı, gece yansı da nefesi tıkandı Solunum yollarında hastalık yapan pek çok virüs vardır. Hal kımız bunlara 'nezle-grip mikroplan' ismini verir, ama bunlar sadece nezle ve grip değil, başka daha pek çok hastalığa yol açarlar: Sinüzi tonsillit, larenjit, trakeit, krup, bronşit, zatürrie ... Nezle ve grip salgınları, hemen daima okullardan başlar, buradan topluma yayılır. Sınıfların kalabalık, çocukların birbirlerine yakın olmaları bulaşmayı kolaylaştıran en önemli faktördür. Hasta çocuğun hapşırması, öksürmesi sırasında havaya karışan virüsler, burun veya gözler aracılığıyla diğer kişilere geçer. Virüsler, tokalaşma sırasında ve hatta virüsle kirlenmiş kalem, gözlük, mendil... gibi eşyalarla da bulaşabilirler. Nezle virüsleri, çocuklardaki astım krizlerinin en önemli nedenlerinden biridir. Anneler bunu "Çocuğumun önce burnu akmaya başladı, gece yansı öksürük ve hırıluyla beraber ne/esi tıkandı. gene soluğu hastanede aldık. .. ' sözleriyle ifade ederler. Grip de solunum yollarının bir virüs infeksiyonudur; nezleye göre çok daha ağır bir hastalıktır. Yüksek ateş, baş, kat ve eklem ağrıları, halsizlik, iştahsızlıkla ... hastayı paçavraya çevirir. Grip, erişkinlerde ve çocuklarda çok ağır astım krizlerine yol açabilir. Nezle virüslerin sayısı çok fazla olduğundan bunlara karşı aşı hazırlamak mümkün olamamaktadır, fakat grip hastalığının her yıl ekim kasım aylarında yapılması gereken aşısı vardır. Merve'nin kötü karnesi İyi tedavi edilmeyen astım ve allerjisi olan çocuklarda okul başansızlığı ve okula devamsızlık çok sık karşılaşılan durumlardır. Solunum sıkıntısı, öksürük nedeniyle uykusuz geçen geceler ve bunların yarattığı yorgunluk, baş ağrısı, moral bozukluğu, ilaçların yan etkileri (çarpıntı, titreme, huzursuzluk, uyuklama ... ) çocukların ders dinlemelerini, konsantre olmalarını önleyen başlıca faktörlerdir. Allerjik rinitli çocuklarda işitme azalması, egzemalılarda sürekli kaşıntılar da öğrenmeyi olumsuz etkileyen nedenlerdir. Öğretmenler • Astım ve allerjik hastalıklar konusunda bilgiIendirilmeli, hasta çocuğun ailesi ve doktoru ile iletişim halinde olmalıdır. • Astım ve allerji tedavisinde kullanılan ilaçlar ve bunların yan etkilerini tanımalıdır. • Hasta çocuğa gereken anlayış gösterilmeli, ama diğer çocuklardan 'farklı muamele' de yapılmamalıdır. • Bazı çocukların hastalıklarını 'kullanmalanna' fırsat verilmemelidir. Okul idaresine düşen görevler • Okul binaları yoğun trafikten uzak yerlerde olmalıdır. • Okul bahçesinde kavak ağacı gibi çevreyi kirleten ağaçlar olmamalıdır. • Servis araçları öğrencileri beklerken boşta çalıştırılmamalıdır. • Her okulda bir hemşire ve revir bulunmalıdır. • Hasta çocukların anne-babalarının ve doktorlarının telefon numaraları bilinmelidir. • Acil durumlar için en yakın sağlık kuruluşu ile iletişim kurulabilmelidir. ALLERJENLER VE KORUNMA YÖNTEMLERİ EV TOZU ALLERJİSİ Ülkemizde ve dünyanın pek çok ülkesinde, solunum yolu alerjilerinin en sık rastlanan nedeni ev tozu allerjileridir. Bir çok hasta, evde temizlik yaparken, toz alırken, yatak düzeltirken, halı battaniye ... silkelerken hapşırma, burun akıntısı ... gibi allerjik nezle ya da öksürük, hırıltı, nefes darlığı ... gibi astım belirtilerinin ortaya çıktığını çok iyi bilir. Ev tozu ve astım arasındaki ilişki Ilk kez 1921 yılında Kern Isimli araştırmacı tarafından bildirmiştir. Ev tozundaki allerjenler Ev tozu, içinde pek çok alerjen bulunan bir kanşimdır. Her evdeki tozu niteliği, coğrafi ve meteorolojik (ısı, nem, basınç ... ) faktörlere göre değişiklik gösterir. Ev tozu içinde bulunan allerjenlerin başlıcaları şunlardır: • Evakarlarına ait allerjenler • Evcil hayvanlara ait allerjenler • Hamamböceğine ait al1erjenler • Küf mantarları • Polenler • Bakteriler • Koltuk, halı, yatak, mobilya ... gibi eşyalardan kaynaklanan diğer allerjenler. İnsanlar, ev tozu diye tanımlanan bu karışımın içinde bulunan allerjenlerin herhangi birine karşı duyarlılık kazanabilirler, fakat içlerinde en önemlisi evakarlan ismi verilen küçük yaratıklarla ilgili olan allerjenlerdir. Kısaca ev tozu veya toz allerjisi denildiğin de anlaşılan, evakarı allerjisidir. Evakarlan Evlerimizin doğal konukları olan akarların pek çok türleri vardır, ama allerjik hastalıklar bakımından en önemli olanı ev akarlarıdır. Bunlar, halk arasında, ev tozu böcekleri, astım böcekleri ... gibi isimlerle de anılırlar. Bilimsel isimleri 'deri yiyen' anlamına gelen der matofagoides'ıit, çünkü, bu yaratıklar insan derisi ve saçının döküntüleri ve kepekle beslenirler. Kene ve örümceklerle aynı aileden olan akarlar, evlerimizin doğal misafirleridir; herhangi bir hastalık mikrobu taşımaz ve de bulaştırmazlar Evakarlarının birçok türleri varsa da, ülkemizde ve dünyanın başka birçok ülkesinde de en sık rastlananları, • Dermatofagoides [arinea ve • Dermatofagoides pteronyssinus'tur. • Daha çok şehir dışında, yiyeceklerin depolandığı yerlerde rastlanan depo akarlan da allerjiye neden olabilirler. Erişkin bir insandan, günde, 1,5 gram kepek dökülür.

Bu miktar, binlerce akarın aylarca beslenebilmesi için yeterlidir. Akarlar, hemen hemen transparandır ve uzunlukları milimetrenin 1/3'ü kadardır. Bu nedenle, çıplak gözle kolayca seçilemezIer, ancak bir büyüteç veya bir mikroskopla görülebilirler. Akarların özellikleri Gözleri yoktur. 8 bacakları vardır. Ortalama ömürleri 3-4 aydır. Bir dişi akar 300 yumurta bırakır. Akarlar, en iyi, 20-2SoC ısıiarda ve %70-80 nem!i ortamlarda ürerler. Çok soğuk, nemi az (kuru hava), aydınlık ve iyi havalanan yerler akarların çoğalabilmeleri için uygun değildir. Akarlar, nem oranı azaldığı için 2000 metrenin üzerindeki yüksekliklerde çok az bulunurlar; 3000 metrenin üzerinde ise hemen hiç yaşamazlar. Bu nedenle, 2000 metreden daha yüksek yerlerde oturanlarda, akarlara bağlı allerjik hastalıklara çok az rastlanır. Astımlarla için 'yüksek yüksek tepelere ev kurmak' gerekir. Lüküs hayat, ama oh ne rahat değil Modern yaşam ve getirdiği kolaylıklar, bir taraftan da kendi olumsuzluklarını beraberinde getirmektedir. Enerji tasarrufu için çok iyi izole edilmiş yeni binalar, iç ortam havasının nemli olması ve duvardan duvara kaplı halılar, akarların üremeleri için çok uygundur. Akarların en çok bulundukları yerler halı, yatak şiltesi, yastık, koltuk, kanepe, post, kadife perde, tüylü çocuk oyuncakları ... gibi eşyalardır. Bodrum gibi nemli ortamlarda doğrudan çimento zemin üzerine serilmiş halılar, akarların en yoğun olarak bulundukları yerlerdir. Mobilya veya diğer eşyalarm yüzeylerinde bulunan akar sayısı çok fazla değildir, fakat uygun şartlardaki bir yatak §illesi içinde milyonlarca akar bulunur. Akarların, evlerimizdeki eşyalar dışında, giysilerimizde ve hatta saçımızda bile yoğun olarak bulunabileceği gösterilmiştir. Akarlara çok ender de olsa, buğday ununda da rastlanabileceği ve bu undan yapılan yiyecekleri yiyen duyarlı insanlarda anaflaksi gibi ciddi reaksiyonlara yol açabilecekleri de bilinmelidir. Bu kişilerde aspirin intoleransı da sık rastlanan bir durumdur. Bizim evde akar var mı acaba? Evlerdeki akar düzeylerinin belirlenebilmesi için, herkes tarafından kolaylıkla uygulanabilecek hazır ticari testler vardır. Bunlardan biriAda Test, diğeri de Acarex test'dir. Akarlar nasıl allerji yaparlar? Akarlardaki allerjenler, bu yaratıkların sindirim sistemlerinde bulunan ve dışkıları ile çevreye atılan birtakım enzimlerdir. Bir akar birkaç aylık yaşamı boyunca kendi ağırlığının 200 katı kadar dışkı üretir. Akar dışkısı, üzeri salgıyla kaplı minik kürecikler şeklindedir ve bu sayede de tekstil eşyalannın !iflerine kolayca yapışır, Akar dışkışındaki allerjenler, glikoprotein yapısında olup ısıya dayanıklı ve suda çözünen maddelerdir. İçlerinde bu allerjenlerin de bulunduğu dışkı parçacıkları, zamanla kuruyup çok küçük taneciklere ayrışırlar ve halıda yürümek, koltuğa oturup kalkmak ... gibi hareketler sırasında bulundukları ortamlardan soluduğumuz havaya savrulurlar. Uygun şartlarda, i gram ev tozunda 10.000'den fazla akar bulunabileceği gösterilmiştir. 1 gram tozda 2 mikrogramdan fazla akar allerjeni bulunması allerjik hastalıkların oluşumu için bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir. 1 gram tozda 10 mikrogramdan fazla allerjen bulunması ise astım krizlerinin ortaya çıkmasına neden olur.

EV TOZU ALLERJİSİNE KARŞI ÖNLEMLER İnsanların zamanlarının çoğunun geçtiği yerlerde alınacak bazı önlemlerle akarlardan daha az etkilenmeleri mümkündür. Evinkonumu Akarlara karşı allerjik olarılar için, daha rutubetli oları bodrum katı, çatı katı ya da kuzeye bakan daireler uygun değildir. Evin tamamı ya da en azındarı oturma ve yatak odaları güneş almalıdır. Bu odalar ve ev her gün mutlaka havalandırılmalıdır. Kışın ev içi sıcaklık 20-22°C arasında olmalıdır. Yatakodası Yatak odası, olabildiğince boş olmalı, gereksiz hiçbir eşya bulunmamalıdır. Toz tutabilecek biblo, radyo, televizyon, elektronik aletler, kitaplık ve özellikle de tüylü ve içi doldurulmuş oyuncaklar ... yatak odasından çıkarılmalı veya en azından kapalı bir dolap içinde bulundurulmalıdır. Zemindeki halı, kilim, post... gibi yaygılar kaldırılmalıdır. İdeali, zeminin parke, marley, muşamba ... ile döşenmiş olmasıdır. Duvardan duvara halılı evler de astımlı1ar için çok zararlıdır. Kadife perde yerine, ayda bir kez yıkanacak sentetik perdeler tercih edilmelidir. Yatak odasında ranza varsa, astımlı çocuk için üst kat daha uygundur. AstımWar yer yatağında yatmamalıdır. Yatak, yorgan ve yastıklar Yün yatak, yün yastık, kuştüyü yastık yerine dakron veya or lon gibi sentetik liflerden yapılanlar tercih edilmelidir. Kuştüyü içeren yorgan ve yastıkların zararı kuş tüyünden değil, içinde barındırdığı akarlardan dolayıdır. Yatak ve yastıkların, allerjen geçirmeyen plastik veya vinil bir kılıfla kaplanması allerjenle teması önemli ölçüde azaltan bir uygulamadır. Bu kılıfların pek çok çeşidi vardır. Kırışan, katlanan ve terle meye yol açan plastik kılıflar ucuzdur, fakat kullanımı rahat değildir. Su buharını geçiren, ama akarlara ve bunİara ait allerjenlere karşı geçirgen olmayan mikraporlu özel kumaştan yapılmış olan kılıflar ise pahalı olmakla beraber hem kullanımları rahattır ve hem de terletmezler. A1lerjenlerden korunmada, kılıf fermuarlarının kaliteli olması da çok önemlidir. Yorgan ve yastıklar düzenli olarak yıkanmalı ve yastıklar her 2-3 yılda bir değiştirilmelidir, Yastıklardaki akarların uzaklaşmasında bunların 6 saat süreyle derin dondurucuda (deep-freeze) bırakılmaları da etkili bir yöntemdir. Yatak çarşafı, yastık kılıfı, nevresim ... gibi yatak takımları da haftada bir 60°C üzerinde sıcak su ile yıkanmalıdır. Soğuk su ve soğuk su şampuanları akarları etkilemez. Yeni yapılan bazı araştırmalarda, yıllardan beri hastalara önerdiğimiz sentetik yastıkların kuştüyü yastıklara göre daha fazla evakarı allerjeni barındırdıkları sonucuna varılması herkesi şaşırttı. Akarlara allerjisi olanlar ne kullansınlar ? Sentetik yastık mı kuştüyü yastık mı ? Herhalde doğru olan, yastığın sentetik veya kuştüyünden olması değil, yastığın allerjen geçirmeyen bir kılıfla kaplanmasıdır. Elektrikli battaniyeler Elektrikli battaniyeler, özellikle de sürekli çalıştırıldıklarında, akarların yaşayamayacağı kadar kuru ortamlar yaratırlar ve bu nedenle astımlı hastalar için çok yararlıdır. Yatak odasında tüylü oyuncak olmamalı Akarların kolay üreyebildikleri yerlerden biri de ayıcık, tavşancık, bebek ... gibi tüylü, yumuşak oyuncaklardır. Yatak odasında bu tür oyuncakların bulundurulmaması gerekir, ama bazı çocuklar tüylü oyuncaklarını çok severler, hatta bazıları bunlara sarılıp yatmadan uyuyamazlar. Ayıcığınızdan ayrılamıyorsanız: • Bu oyuncakları, 2 haftada bir, plastik bir torba içinde 12-24 saat süreyle derin dondurucuda bırakarak akarların ölmesini sağlayın. • Ölü akarların ve bunlara ait allerjenlerin temizlenmesi için de ayıcığınızı çamaşır makinesinde yıkayın, kurutun ve daha sonra da kürkünü ince bir tarakla tarayın. Oturma odası Günümüzün çoğunun geçtiği oturma odalarımızın da aşağıdaki özellikleri taşıması allerjik hastalar için çok önemlidir: • Oturma ve yatak odalarının tozu, gün aşırı olarak, nemli bir bezle teınizlenmelidir. • Süpürge ve standart elektrikli süpürgeler uygun teınizleme araçları değildir. • Kadife veya yünlü kumaş koltuklar yerine plastik veya deri kaplı olanları tercih edilmelidir. • Ev içindeki nemlilik %5O'nin altında, 0/040 civarında tutulmalıdır. Bu sayede, daha az akar antijenine maruz kalırız, çünkü akarlar nem oranının %4S'in altında olduğu ortamlarda üreyemezler. Evdeki nem oranları nem ölçer (higrometre) isıni verilen gereçlerle kolayca ölçülebilir. Bizim evimiz çok nemli Tabiidir ki, yaşadığımız yöredeki dış atmosfer nemini değiştirmek elimizde değildir, ancak evlerimizde alacağımız bazı önlemlerle nem oranını istenen düzeylerde tutabiliriz. Ev ortamındaki nemin azaltılmasında, özellikle sıcak yaz günlerinde klimalar çok işe yarar. Ayrıca, nem giderici (dehumidifier) denilen ve yoğunlaştırrna prensibi ile çalışan aletlerden faydalanmak da mümkündür. Bu aletler, sıcak havayı emerek soğutulmuş bir metal sarmal üzerine üflerler. Havadaki nem, bu metal sarmal üzerinde su damlaeıkIarı şeklinde yoğunlaşır, Bu su bir rezervuar da birikir ve bir kanal aracılığıyla dışarı atılır. Böylece, havadaki su buharı miktarı azaltılmış olur. Bu aletlerin sadece istenildiği zaman çalıştırılabilenleri olduğu gibi, istenilen nem oranına göre otomatik olarak devreye girenleri de vardır. Oyuncaklar Oyuncakların, çocukların yaşamlarında çok önemli bir yeri vardır. Kİminin topu, kiminin treni, kiminin bebeği Astımlı çocukların oyuncakları, yıkanabilen, kolay temizlenen ve toz barındırmayan türden olmalıdır; yünlü ve içi doldurulmuş oyuncaklar uygun değildir. Bunlar ne kadar yıkansa da, içlerine yerleşmiş olan akarları ve tozları tamamen uzaklaştırmak mümkün olmaz. Tüylü oyuncaklar hiç kullanılmamalı ve en azından yatak odasında bulundurulmamalıdır. Hele, çocukların ayıcıkları, bebekleri ile ve onlara sarılarak uyumaları son derecede zararlıdır. Astımlı çocuklar için en iyi hediye, plastik ve sentetik oyuncaklardır. Ev temizliği En önemli akar kaynakları, yatak şiltesi, koltuklar ile yerdeki halı ve kilimlerdir, idealolanı bunların oturma ve yatak odalarından tamamen çıkarılmalarıdır. Bu, akarlardan kurtulmanın en etkili, en ucuz ve pratik yöntemidir. Sıcak iklimlerde, halının 3 saat süreyle güneşte bırakılması da akarların ölmesini sağlayabilecek basit ve bedava bir yö

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp