Anemi Genel

Anemi Genel :

Alyuvar şeklinin anormal olmasının birkaç nedeni olabilir. Bu nedenler, orak hücresi ane-misindeki gibi kalıtsal sebepler; damarlarda travma ya da türbülansa bağlı mekanik yaralanmalar; kalıtsal alyuvar enzimi bozukluğu; vitamin ve mineral eksikliğidir.

Aşırı Kan Kaybı Eksik Alyuvar Üretimi

Anemi akut (hızlı) veya kronik (yavaş ama devamlı) kan kaybı nedeniyle oluşabilir. Eğer normal kan hacminin üçte biri kaybedilirse (kabaca 1,5 litre) akut kan kaybı ölümcül olabilir. Çok kolay anlaşılabilir olduğundan teşhis koyması pek de zor değildir. Çoğu zaman kan nakli gerekmektedir.
Azar azar kanayan peptik ülser, hemoroid ya da adet dolayısıyla sürekli kaybedilen kan da anemi oluşmasına neden olabilir. Bu da aneminin nedeninin nitelikli sağlık hizmeti profesyonelleri tarafından tanımlanmasının önemini vurgulamaktadır. Bu, aneminin en yaygın kategorisidir. Eksik alyuvar üretiminin en yaygın nedeni besin yetersizliğidir. Bütün vitamin ve minerallerin eksik alınması anemiye yol açabilir ancak bu bölümde bu vitamin ve minerallerin başlıcalan (demir, B12 vitamini ve folik asit) ele alınacaktır. Demir eksikliğinden dolayı oluşan anemi, mik-rositik anemi olarak tanımlanır; çünkü alyuvarlar çok küçük hale gelir. Folik asit ve B12 vitamini eksikliği ise makrositik anemi diye tanımlanır bunun nedeni ise alyuvarlann çok büyük hale gelmesidir.

Demir Eksikliği Anemisi

Demir eksikliği, aneminin en yaygın nedenidir. Ancak demir eksikliğinin, en son safhasının anemi olduğu belirtilmelidir. Enerji üretiminde ve metabolizmada bulunan demire bağımlı enzimler, düşük demir seviyelerinden ilk etkilenecek olanlardır. Vücuttaki demir deposunu en iyi şekilde tespit eden laboratuar testi serum fetretindir.

Demir eksikliği riski en yüksek olanlar; iki yaşından küçük çocuklar, ergenlik çağındaki kızlar, hamile kadınlar ve yaşlılardır. Yapılan çalışmalar bu gruplardaki kişilerin yüzde otuz ila yüzde ellisinde demir eksikliği bulunduğunu göstermiştir. Örnek olarak, sağlıklı ve genç kadınların yüzde otuz beş ila yüzde elli sekizinde belli bir derece demir eksikliği bulunmaktadır. Hamile kadınlar için ise bu sayılar daha da yüksektir.

Demir eksikliğinin sebebi, artan demir gereksinimi, besinlerden alımının azalması, eksik demir emilimi veya kullanımı, kan kaybı veya bu faktörlerin bir bileşkesi olabilir. Artan demir gereksinimi bebeklerin büyüme döneminde, ergenlik çağında, kadınların hamilelik zamanında ve emzirme döneminde görülür. Bu¬günlerde hamile kadınların çok büyük bir bölümüne demir desteği sağlanmaktadır çünkü bu dönemde dramatik biçimde artan demir ihtiyacını besinler yoluyla sağlamak genellik gesinde, özellikle de vejetaryen diyetin uygulandığı bölgelerde beslenme sırasında yetersi: demir alımı vardır.

Tipik olarak gelişmiş ülkelerdeki bebek diyetlerinde (fazlaca süt ve tahıl) demir eksikliği de mevcuttur. Yüksek kalorili ve besin değe düşük olan besinler ("junk food") tüketen ergenlik çağındaki bir kişide demir eksikliği riski yüksektir. Ancak, bir toplumda demir yönünden eksik beslenme riski en yüksek olan nün kesimi, düşük gelirli yaşlı nüfustur.2 Bu durum yaşlılarda demir emiliminin azalmasıyla da: da karmaşık hale gelmektedir. Bu azalmaya er çok yaşlılarda yaygın şekilde görülen bir sorur olan midede eksik hidroklorik asit salgılanma neden olur.

Demir emilimindeki azalmanın diğer nede leri ise kronik ishal veya kötü emilim, mide: bir ameliyatla alınması ve anti asit kullanımı c Çocuk doğurma yaşında olan kadınlarda k. kaybı, demir eksikliğinin ana nedenidir. Bu k kaybının sebebi çoğu zaman adet kanamasıdır.Ayrıca demir eksikliğinin aşın adet kanaması¬nın başlıca nedenlerinden olması da ilginçtir. Kan kaybının diğer sebepleri ülserden ve he-tnoroidden dolayı kanama ve kan bağışıdır.
Demir eksikliğinin negatif etkileri, doku-ara yetersiz oksijen taşınması ve değişik dokulardaki demir içeren enzimlerin tam çalış¬mamasından dolayı oluşur. Demir eksikliği ınemiye, aşırı, adet kanamasına, öğrenme bozukluklarına, zayıf bağışıklık işlevine ve enerji seviyesinin ve fiziksel performansın düşmesine neden olabilir.

Bazı araştırmacılar, önemsiz demir eksiklik-erinden meydana gelen aneminin bile enerji eviyelerinde ve fiziksel çalışma kapasitesinde e üretkenlikte düşüşe neden olduğunu açıkça belirtmişlerdir.58 Demir eksikliği bulunan bireylere verilen demir desteği sayesinde bu bi-eylerin çalışma performansında önemli dereede gelişme olduğu görülmüştür. Demir eksikliğinden kaynaklanan fiziksel performans düşüklüğü anemiye bağımlı değildir. Çünkü enerji üretiminde ve metabolizmada rolü olan demire bağımlı enzimlerin bozulması anemi ortaya çıkmadan çok önce olur.

B-12 vitamini Eksikliği Anemisi
B12 vitamin eksikliği, beslenme yetersizliğinden dolayı değil, bozuk emilimden dolayı olur. Yemekle alınan B12 vitamininin, vücut tarafından emilmesi için hidroklorik asit yardımıyla yemekten ayrıştırılması ve ince bağırsakta bulunan antrensek faktör adlı bir maddeye bağlanması gerekmektedir. İntrensek ıktör midedeki parietal hücreler tarafından algılanır. Bu hücreler ayrıca hidroklorik asit algılanmasından da sorumludurlar. İntrensek faktör salgılanmasıyla hidroklorik asit, bu yüzden paralellik gösterir. B12 vitamini ve in-ensek faktör kompleksi ince bağırsaktaki ipsin adı verilen bir pankreatik enzim yardı-ııyla emilmektedir. B12 vitaminin emilmesi için, birey yeterince hidroklorik asit, intrensek faktör ve tripsinin de dahil olduğu pankreatik enzimler salgılamalıdır. Ayrıca sağlıklı bir ileumu (B12 vitamini ve intrensek faktör kompleksinin emildiği, ince bağırsağın son bölümü, kalınbağırsak) olması gerekir. İntrensek faktör eksikliği sonucunda pernisiyöz anemi diye bilinen durum ortaya çıkar. Bu eksiklik otuz beş yaşından önce ender olarak ortaya çıkar. Ayrıca İskandinav, İngiliz ve İrlandalılarda çok yaygındır. Güney Avrupalılarda, Asyalılarda ve Siyahlarda çok daha az görülür. Pernisiyöz anemi sıklıkla demir eksikliğiyle de bağlantılandırılır.

Bl2 vitamininin eksik olduğu beslenme, en çok sıkı vejetaryen diyetleriyle ilişkilendirilir. Suda çözünen besinlerin tersine, B12 vitamini karaciğer, böbrek ve diğer vücut dokularında depolanır. B12 vitamini eksikliği, belirtilerini ve bulgularını, yanlış beslenmeden veya yetersiz intrensek faktör salgılanmasından ancak altı yıldan sonra göstermeye başlar. İnsandaki normal B12 vitamini depolan üç ila altı yıla kadar yeterlidir. Bir vejetaryende B12 vitamini eksikliği uzun yıllar görülmez. B12 vitamini eksikliğinin klasik belirtisi pernisiyöz anemidir. Ancak, B12 vitamini eksikliği çoğu zaman, ilk olarak beyni ve sinir sistemini etkiler. B12 vitamini eksikliğinin teşhisini koymanın en iyi yolu kandaki B12 vitamini seviyesini ölçmektir. Çoğu doktor, bu teşhis için büyük alyuvarlara ve karakteristik belirtilere bel bağlamışlar. Ciddi bir B12 vitamini eksikliğinin belirtileri: solgunluk; çabuk yorulma; nefes darlığı; dokununca acıyan, kırmızı ve şişmiş dil; ishal ve kalp ve sinir sistemi rahatsızlıktandır. B12 vitamini eksikliğinden kaynaklanan sinir sistemi bozukluklan oldukça ciddi olabilir. Bacaklarda veya kollarda hissizlik ve karıncalanma, depresyon, zihin karışıklığı, derin tendon refleksi kaybı ve titreme hissi kaybı, yaygın sinir sistemi bozuklukları belirtilerindendir. Yaşlılardaki B12 vitamini eksikliği. Alzheimer hastalığına benzer.

Folik Asit Eksikliği

Folik asit eksikliği dünyada en fazla görülen vitamin eksikliğidir. B12 vitaminin tersine vücut, büyük miktarlarda folik asit depolamaz. Vücuttaki folik asit depolan, vücudu ancak bir iki ay destekleyebilir. Folik asit eksikliği alkoliklerde fazlasıyla yaygındır. Çünkü alkol tüketimi, folik asit emilimini azaltır, metabolizmasını bozar ve folik asidin vücuttan dışarı atılmasına neden olur.

Bu eksiklik, hamile kadınlarda da fazlasıyla mevcuttur. Bunun nedeni, ise vücudun fazladan folik asit gereksinimidir. Folik asit fetüsteki hücre üretimi için de hayati önem taşır. Eğer fetüs devamlı bir folik asit kaynağına sahip değilse, bu nöral tüp defektleri gibi doğuştan sakatlıklara yol açar. Hamile kadınlarda, gelişmekte olan fetüsün fazla folik asit kullanmasından dolayı folik asit eksikliği meydana gelir. Eğer hamilelik döneminde, alkol tüketilirse, folik asit oranlan düşer ve fetüsle ilgili alkol sendromu veya nöral tüp bozuklukları oluşur.
Alkolün yam sıra, çeşitli ilaçların (kanser önleyici ilaçlar, epilepsi ilaçlan ve ağızdan alınan hamile kalmayı önleyen ilaçlar) kullanımı da folik eksikliğine sebep olabilir. Aynca, kronik ishal hastalan ile çölyak hastaları, Crohn hastaları ve tropikal sprue hastaları gibi kötü emilim durumu yaşayan hastalarda, folik asit eksikliği çok yaygındır. Bu eksiklik, ishal ve yanlış emilime neden olduğundan, kısır bir döngü ortaya çıkar. Kronik ishal geçiren hastalara koruyucu bir etken olması için folik asit verilmelidir. Ayrıca bunun tedavi edici bir özelliği de vardır.

Folik asit eksikliği, B12 vitamini eksikliğinden dolayı meydana geldiği için, sonunda aynı tip anemi oluşur. Bu anemi (makrositik anemi) alyuvarların genişlemesiyle meydana gelir. Folik asit eksikliği hakkında bir yargıya varmak için uygulanan en duyarlı test, serumun ve alyuvarın folik asit içeriğini belirlemektir. Anemiye artı olarak diğer folik asit belirtileri; ishal, depresyon ve kırmızı şişmiş dildir.

NOT: Folik asit alırken, folik asidin BI2 vitamini et ligini gizlemesini önlemek için, her zaman BI2 vitaminle birlikte almak gereklidir. Folik asit desteği sağlar. BI2 vitamini eksikliğinden kaynaklanan anemiyi giderir ancak BI2 vitamini eksikliğinin beyinde yaptığı lan düzeltemez.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp