Altını Islatma Tedavisi

Altını Islatma Tedavisi :

Altını ıslatma probleminin tedavisinde bir uzmandan yardım alarak önce sorunun kaynağını saptamak amacıyla bu duruma yol açabilecek çeşitli etkenler araştırılmalı, varsa ortadan kaldırmak üzere nedenine göre organik ya da psikolojik tedavi yoluna gidilmelidir.

Aile neler yapabilir?

Aileler, Altını ıslatma probleminin çocuğun yaşadığı bazı sorunlara bağlı olarak ortaya çıktığını unutmamalı, cezalandırıcı ve suçlayıcı tavırlardan kaçınmalıdırlar. Böylesi tavırlar, problemi ortadan kaldırmayacağı gibi daha da şiddetlenmesine, çocuğun benlik algısının zedelenmesine, özgüveninin sarsılmasına neden olabilir.Davranışsal yaklaşım dediğimiz tedavi yönteminde, çocuğun ıslak veya kuru uyandığı sabahların kaydı çocuk tarafından tutulur. Amaç, çocuğun sorunu sahiplenmesini ve tedaviye katılmasını sağlamaktır. Her haftanın sonunda kuru uyandığı günler fazla ise, çocuk bir ödül ile ödüllendirilir. Ödül çocuğun niteliklerine, yaşına uygun olmalıdır. Sıvı kısıtlaması, çocuğu incitmeyecek şekilde nedenleri açıklanarak ve çocukla anlaşma sağlandıktan sonra yapılmalıdır. Çocuğun altı bağlanmamalıdır. Altının bağlanması, çocuğun özgüvenini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca altı bağlandığı için çocuk rahat davranarak alt ıslatmayı sürdürebilir.

Yatmadan önce çocuğun tuvalet ihtiyacını gidermesi sağlanmalıdır. Aileler, gece uyandırmalarını çok sık yapmamalı, tuvalet ihtiyacı için gece kaldırıldığında çocuk mutlaka uyandırılmalıdır. Ayrıca son yıllarda alt ıslatma sorunu için, çocuk idrar kaçırmaya başlar başlamaz harekete geçen ve böylece çocuğun uyanıp, mesanesini kontrol etmesi konusunda yardımcı olan alarm cihazları kullanılmaya başlanmıştır. Alt ıslatmada amaç; her zaman için sorunun temelindeki asıl nedeni ortadan kaldırmaya yönelik olmalıdır.

Aileleri büyük sıkıntıya sokan ve 5-18 yaş arası çocuklarda görülen gece alt ıslatma probleminin yüzde 98 oranında çözüldüğü bilinen bir gerçektir.

Altını ıslatmanın psikolojik ve biyolojik sebepleri vardır. "Bir çocukta birkaç sebep birden bulunabilir. Bu durumda kombine tedavi uygulanır. İsabetli teşhis ve sebebe yönelik tedaviyle başarı oranı yüzde 98'dir." Gece yatağını ıslatan 5-18 yaş arası çocukları olan aileler için yatak, yorgan, çarşaf ve çamaşırların ıslanıp kirlenmesi, evin kötü kokması, çocuğun temizlenmesi ve okula yetiştirilmesinin hep bir problem ve üzüntü sebebi olmaktadır. "Gece alt ıslatmasını. bazı aileler problem olarak kabul etmez. Çocuğun tembelliğinden, yetersizliğinden olduğunu düşünerek suçlar ya da cezalandırır. Halbuki bu duruma en çok üzülen çocuktur."

Bu rahatsızlığın sebepleri şu şekilde açıklanabilir. "Gece alt ıslatmaların yüzde 70 oranında birinci derece akrabalarda da görülmesi, tek yumurta ikizlerinde oranın yüksek olması gibi verilere dayanılarak, kalıtımın etkisi kabul edilmektedir. Şeker ya da yalancı şeker hastalığında, çok su içmeye bağlı alt ıslatmaları olur. Ayrıca idrar yolları enfeksiyonları, kum geçirme, bağırsak parazitleri, kansızlık, kalsiyum, magnezyum ve çinko eksikliği, A, B, D ve E vitaminleri eksiklikleri, geniz eti ve iri bademcikler de sebeplerindendir. Kansızlık, geniz eti gibi durumlar, uykuda kandaki oksijenin azalması ve karbondioksitin fazlalaşmasına sebep olur. Bu durumda uyku çok ağırlaşır ve merkezî sinir sisteminin bütün sistemler üstündeki kontrolu çok zayıflar. Sinir ve kas sistemi hakimiyetinin azalmasıyla da alt ıslatma meydana gelir. Sonradan başlayan gece alt ıslatması, çocuğun çok ilgi gördüğü ve kendisinin merkez olduğu bir dönem olan bebekliğe bilinç dışı geri dönmesi ve orada kalmak istemesidir. Bu yolla çocuk, anne ve baba ilgisinin uzamasını isteyebilir. Anneyle baba arasında geçimsizlik ve aile içi huzursuzluk olması, yeni kardeş gibi durumlarda gece alt ıslatmaları bir intikam ve tepki gösterme yolu da olabilir. Çeşitli kaygılar, çocukta depresyon yapabilir. Bu da uykunun ağırlaşmasına sebep olur. Gece alt ıslatması tik, kekemelik, tırnak yeme, aşırı kıskanma, derslerde başarısızlık gibi problemlerden biri ya da birkaçıyla beraberse psikolojik kaynaklıdır. Genel olarak hem gece hem gündüz idrar kaçırmaya, idrar yolları iltihabı ya da kum dökmede sık rastlanır. Bunlar yoksa, ciddi psikiyatrik bozukluktan kaynaklandığı düşünülür. Önce sebebin araştırılması gerekir. Bunun için idrar ve kan tahlili gibi kolay, ucuz ve basit araştırmalarla başlanır. Ultrasonla böbrek ve mesaneye bakılır, solunumu engelleyen geniz eti, bademcik, kronik bronşit gibi rahatsızlıklar araştırılıp hiçbir mikrobik, organik sebep bulunmazsa aile ve çocukta psikolojik problem aranır. Sebep bulunduğu zaman tedavi kolaylaşır."

Altını ıslatan çocuklara genel olarak 7-8 yaşına geldiğinde tedavi için girişimlerde bulunulması önerilmektedir. Bu girişimlerin başında çocuğun kendisinin veya ailesinin gece uyanmasına dönük programlar gelmektedir. Önce çocukların kendiliğinden uyanması denenir, bu mümkün olmuyo rsa ailenin çocuğu gece uyandırıp tuvalete gitmesini sağlayan program uygulanır. Daha önce başarılı olduğu gösterilmiş 6 günlük bir programın ayrıntıları ise şu şekildedir.
İlk gece çocuk gece 1‘e kadar her saat başı uyandırılır. Çocukla konuşularak ve yürütülerek uyandığından emin olunur. Altı kuruysa övücü sözler söylenir ve “tuvalete girme ihtiyacın var mı yoksa bir sonraki saati mi bekleyeceksin” sorusu sorulur. Çocuk tuvalete gitmek isterse tek başına tuvalete yürümesi istenir. Eğer çocuk altını ıslatmışsa pijama ve iç çamaşırlarını kendisinin değiştirmesi teşvik edilir. Gece 1‘de uyandırıldığında kuru olsa bile idrarını yapmaya çalışması söylenir.

Daha sonraki beş gece çocuk bir kez uyandırılır. İlk gece uyuduktan 3 saat sonra, ikinci gece 2.5 saat sonra ve böyle süre azaltılarak beşinci gece uyuduktan 1 saat sonra uyandırılır. Son gece bundan sonra kendisinin uyanması söylenir.
Bu programdan sonra altını ıslatma tekrarlarsa (3 gün üst üste altını ıslatırsa) yeniden 6 gecelik uyandırma programı tekrarlanır.
Bazı çalışmalarda bu program ile %92 oranında çocukların kuru kalması sağlanmış, bunların %20‘sinde ise yeniden altını ıslatma sorunu tekrarlanmıştır.

Alarm Kullanımı ve İlaç Tedavisi:

Daha önce anlatılan ve daha çok davranış değişikliği üzerinde duran tedavilerden bir sonuç alınamadığında “enüretik alarm” kullanımı veya ilaç tedavisi denenmelidir. Her iki tedavi yöntemi için de çocukların 8 yaşını bitirmesi beklenmelidir. Alarm cihazları çocuk idrar kaçırmaya başlar başlamaz hareket geçen ve böylece çocuğun uyanıp, mesanesini kontrol etmesi konusunda yardımcı olan araçlardır. Son yıllarda “enüretik alarm” teknolojisinde önemli ilerlemeler olmuş ve hem küçük hem de kullanımı kolay alarm cihazları üretilmiştir. Alarm tedavisine 2-3 ay devam edilmesi gerekmekte ve bu tedavi ile çocuklarda %70-84 oranında iyileşme sağlanmaktadır. Alarm tedavisi sonunda tekrarlama riski %10 dolayındadır.

Altını ıslatma tedavisinde uzun yıllardır çeşitli ilaçlar kullanılmıştır. Bunların arasında imipramin (Tofranil), oxybutynin (uropan) isimli ilaçlar ilk kullanılanlardır. Son yıllarda vücutta sıvı tutulmasını sağlayan Minirin isimli ilaç da tedavide kullanılmaya başlanmıştır. İlaç tedavisi ile %10-60 arasında iyileşme sağlanmakta, fakat tedavi kesildikten sonra %90‘a varan oranda tekrar riski bulunmaktadır. Bu nedenle son yıllarda alarm ve ilaç tedavisinin birlikte kullanılması önerilmektedir.

Altını ıslatma çocukluk çağında sık görülen bir sorun olması yanında ailelerin yanlış tutumlarının sürdüğü bir konudur. Öncelikle altını ıslatan çocukların konuyla ilgilenen çocuk hekimleri tarafından değerlendirilmesi ve ailenin katılımı ile uzun dönemli bir tedavi yaklaşımının denenmesi gereklidir. Son yıllardaki araştırmalar altını ıslatma tedavisinde en etkili yöntemin tek başına veya bir ilaçla birlikte alarm kullanımı olduğunu göstermektedir.


Temel prensipler
· Gece kalkıp tuvalete gitme bir hedef olarak kesinleştirilmeli
· Tuvalete ulaşmak kolaylaştırılmalı
· Çocuğun kuru kalma sorumluluğunu üstüne almasına yardım edilmeli
· Yatmadan önceki 2 saat boyunca fazla sıvı alımından kaçınılmalı
· Kafein içeren içecekler kesinlikle verilmemeli
· Yatağa girmeden tuvalete gidilmeli
· Gece kuru kalması için bez bağlanmamalı (gece kalkma motivasyonunu olumsuz etkilemektedir)
· Sabah temizliğine çocuğun katılımı sağlanmalı
· Çocukların benlik saygıları desteklenmeli
· Ailelere nasıl davranacaklarını anlatan kılavuzlar hazırlanmalı
· Çocukların hangi günler kuru kaldıkları bir kart üzerine işlenmeli
· Çocuklar en az ayda bir kez kontrol edilmelidir

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp