Akıl Hastaları

Akıl Hastaları

Akıl Hastaları ve Tedavi Yöntemleri

Akıl Hastaları ve Tedavisine Yardımcı Olan Bitkisel Ürünler İle İlgili Açıklamalar Makalemizde Yer Almaktadır Okumak İçin Linke Tıklayınız

Akıl Hastaları

Akıl hastalığı, kelimenin genel anlamında hastalık olmayıp, kişinin kalıtımı, çevresi ve geçirdiği ağır hastalıkların etkisinde, çeşitli şekillerde sosyal uyum bozuklukları göstermesi halidir. Delilik adı verilen hal, tıbbi olduğu kadar, hukuki ve çevresel bir durum da gösterir. Örneğin, bir Avustralya yerlisinin, kendine uzaktan bir kemik uzatan komşusunu, kendini öldürmeye yeltenmekle suçlaması, o çevre inanışlarına göre normaldir. Aynı şekilde, akıl hastalığı, sosyal ve kültürel bir anlam da taşır. Örneğin, II. Dünya Savaşı sırasında, Güney Afrikalı basit bir köylü çocuğu, çölde otururken, Tanrı‘mn kendisine, adıyla seslendiğini duyduğunu anlattığı zaman, başvurduğu hastane hekimleri, kendisine deli gözüyle bakmışlar; geleneksel halk inançlarına dayanan ve bitkisel ilaçlar kullanan bir doktor ise, aynı çocuğu tamamen normal bulmuştur. Buna rağmen, psikotik veya deli diye adlandırılan inanışların ve düşünce biçiminin tekdüzelik dışında olduğu, birbirini tutmadığı görülür.
Akıl hastalıklarının en alışılagelmiş sınıflandırılma şekli şöyledir:


1. Organik psikozlar: Bunların nedenleri, akut ateşli hastalıklarda -buradaki durum “delirium” diye adlandırılır- mikrop zehirleri, beyin enfeksiyonları (örneğin, frenginin bir evresi olan genel pa-ralizi), alkol, karbon monoksit, kurşun vb. zehirlenmeleri, aterosklerozda olduğu gibi, beyin atardamarları hastalıkları, ihtiyarlık ve erken ihtiyarlamaya bağlı beyin dokusu değişiklikleridir. Bu durumun tipik belirtileri, zaman, yer, kişi kavramlarının bozulması, yakın olayları hatırlayamamak, kuruntu, hayal dünyasında yaşama ve duyguları kontrol edememektir, bkz. Korsakow Sendromu.


2. Fonksiyonel psikozlar: Burada hiçbir belirli organik bulgu yoktur. Bu tipin de şu şekilleri sayılabilir:
a) Manik-depressif psikoz: Neşelenme veya hüzün (depresyon) halleri hastada, tek başına veya birbirini izlercesine hakim olur. b) Envolüsyonel melankoli denen ve yaş döneminde beliren depresyon hali. c) Şizofreni: Bu hal çok değişik belirtiler gösterir. Çoğunlukla, hayâl görme, anlamsız davranış şekilleri ve genel bir zihinsel kötüleşme hali görülür ki, bazen tam bir bunamayla sonuçlanabilir. Kuruntular, organik psikozlarda olduğu gibi, genellikle görmeden fazla, işitme kuruntusu şeklindedir. Parafreni, para-noia (perseküsyon manisi) ileri yaşlarda beliren şizofreni tipleri olup, bu türlerde zihinsel bozukluk daha azdır ve hayaller,çok gençlerde belirebilen erken bunamada olduğundan daha anlamlıdır.


3. Psikopatik kişilik: Bu bir hastalık değil, bir kişilik bozukluğudur. Bu tip kişilerin, kendilerinden çok topluma zararı olur. Genellikle anormal derecede kavgacı, cinsi sapık, yetersiz ya da aşırı zeki, ilaç düşkünü olan bu tür kişilere bu ad verilir.


4. Nörozlar: Bu tür akıl hastalığı da üç gruba ayrılır:


a) Anksiete (endişe) nörozu: Burada, anksiete (endişe hali) ve buna bağlı organik belirtiler tabloya hakimdir,

b) Histeri, herhangi bir hastalığı taklit eder.

c) Obsesyon (sabit fikir) nörozu: Obses-yonlar (belirli bir şekilde davranmak, konuşmak veya düşünmek zorunluğunun duyulması) hakimdir.


Nörotik ile psikotik arasındaki fark, nörotik kişinin anomalisini bilmesi, psikotik kişininse bunu bilmemesidir. Nö-rotikler, kendileri doktora başvurur, psi-kotikler doktora götürülür veya başka bir nedenle doktor arar. Örneğin, böyle bir hasta, kendine düşman saydığı sütçünün sattığı zehirli sütlerden ötürü midesinde rahatsızlık duyduğunu anlatarak doktora başvurmaktadır. Nörotik hastanın kavrama yeteneği vardır, psikotik hastanın ise kavrama yeteneği yoktur.


Tedavi: Psikoz ve nörozlarm son yıllarda tedavi şekilleri çok yenilenmiş; yeni ilaçların bulunuşu, yeni fizik tedavi yöntemlerinin uygulanması, Freud‘den bu yana, akıl hastalığına bakış yöntemiyle, tedavi daha etkili olabilmiştir. Bu tedavide en önemli faktör, doktor ve yardımcılarının, eskisi gibi, bir gardiyan anlayışıyla, hastaya teşhisi koyup, hastaneye kapatmak yerine, tedavide daha iyimser görüşler ve hastalarına karşı anlayış ve hoşgörü havası içinde, aktif iyileştirme çabaları göstermeleridir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp