Aıds’in Kaynağı Yoksulluk Mu?

Aıds’in Kaynağı Yoksulluk Mu? : AIDS’e yol açan cinsel ilişki ile bulaşan HIV virüsüdür. Ancak AIDS pandemisine yol açan yoksulluktur. Afrika'da hastalığın epidemiyolojik özelliklleri, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa hatta Latin Amerika ile karşılaştırıldığında, HIV/AlDS'in kötü beslenme ve paraziter hastalıklar ile doğrudan ilişkili olduğu görülmektedir. Louis Pasteur yıllar önce "Mikrop hiçbir şey, ortam her şeydir." söylemiyle salgın hastalıklarla nasıl mücadele edileceğini ortaya koymuştu. HIV/AIDS tıpkı diğer salgınlar gibi varsıl ve yoksul toplumlarda farklı özelliklerde yayılmakta ve ölümcül olmaktadır.HIV virüsünün yol açtığı AIDS'in asıl kaynağı tıpkı diğer enfeksiyon hastalıkları gibi toplumlardaki eşitsizlik ve yoksulluktur.Stillvvaggon, 2000'de yayınladığı çalışmasında HIV enfeksiyonu ile eşitsizlik ve yoksulluk arasındaki ilişkiyi açıkça gösterdi: Afrika epidemisi, Latin Amerika epidemisi ile karşılaştırıldığında malnütrisyon ve parazitozun genel olarak enfeksiyonlara ve özel olarak HlV'e yatkınlık yaratmaktadır. Beslenme yetersizliği ve buna ilişkin bağışıklık baskılanması HIV/AlDS'e yakalanmada ve hastalığın yayılmasında etkili faktörler olduğu kanıtlanmıştır (Stillvvaggon 2000).Enfeksiyona yatkınlıkla ilişkili faktörler pek çok araştırmanın konusu olmuştur (Farmer 1996, Cohen ve ark., 1997, Cohen ve ark., 1999):

Kişinin başlangıçtaki sağlık durumu, beslenme durumu, anne - babasının beslenme durumu, büyükanne ve büyükbabasının beslenme durumu, fiziki tükenmişlik, mental durum, çalışma koşullarıve yaşanılan çevre (mahalle) enfeksiyona yakalanmada etkili faktörler olarak saptanmıştır. Yetersiz protein alımı ve A vitamini eksikliği gibi bazı özel beslenme yetersizlikleri, HIV ve diğer cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklardan korunma açısından bir yandan genel bağışıklık sistemini yetersiz kılarak, öte yandan koruyucu rol üstlenen deri ve mukoza yapılarını bozarak etkili olmaktadır. Cinsel ilişki yoluyla bulaşan diğer hastalıklar, HlV'in bulaşmasını kolaylaştırmaktadır.Frenginin yol açtığı genital yaralar, HIV için vücuda giriş yolu oluşturur. Frengi ve pek çok diğer cinsel yolla bulaşan hastalık antibiyotiklerle kolaylıkla tedavi edilebilmektedir. Bu tür hastalıklara varsıl ülkelerde ender olarak rastlanır. Buna karşılık Afrika, Güney Asya ve Latin Amerika'da yoksul insanlar için bu hastalıkları tedavi edecek antibiyotiklere ulaşmak her zaman olanaklı değildir (Stillv/aggon 2001).HIV pozitifliği ve sağkalım ilişkisinde etkili faktörler de hastalığa yatkınlığı sağlayan faktörlerle benzer bulunmuştur: Diyet, çevre, mental durum, ev/ yaşam koşulları ve gelir düzeyi (Chaisson ve ark., 1995).

HIV/AlDS’i, Afrikalı insanın ‘aşırı cinselliği’ ve ‘poligamik cinsel yaşamı’ gibi bilimsel verilere dayanmayan ön yargılarla açıklamaya çalışmak yanlış ve ırkçı bir tutumdur.Tüm bu verilere rağmen, HlV'in bulaşma oranının Afrika'da yüksek olmasının nedenini Afrikalıların cinsel davranış kalıplarına bağlamaya çalışmak, aslında bir tür 'inkar' politikasıdır.HIV/AlDS'i, Afrikalı insanın 'aşırı cinselliği' ve 'poligamik cinsel yaşamı' gibi bilimsel verilere dayanmayan ön yargılarla açıklamaya çalışmak yanlış ve ırkçı bir tutumdur. Çözüm olarak, cinsel davranış değişikliği sağlamaya çalışmak bir kandırmacadan ibarettir. HIV/AIDS ile ilgili tüm bilimsel veriler, Afrika'da ve benzer yoksul toplumlarda ya da varsıl bir ülkenin yoksul kesimlerinde, yoksulluktan ve eşitsizlikten kaynaklanan biyolojik etkenlerin, hastalığın bulaşmasında asıl belirleyici olduğunu göstermektedir. Beslenme yetersizliği yalnızca Sahra altı Afrika'da değil bütün alt ve orta gelirli ülkelerde, HIV/AlDS'in yayılmasını kolaylaştırmaktadır (Stillvvaggon 2001). HIV yaygınlığı ile düşük protein ve kalori tüketimi, ulusal gelirin adaletsiz dağılımı ve emek göçü anlamlı ilişkili olarak saptanmıştır. Yoksulluk, HIV/AlDS'e yakalanmayı kolaylaştırdığı gibi tedaviye erişim için de başlıca engeldir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp