Adenovirus Konjonktivit

Adenovirus Konjonktivit: Adenoviral keratokonjonktivit konjonktiva ve korneanın iltihabı ile seyreden son derece bulaşıcı bir göz rahatsızlığıdır. Konjonktiva iltihaplarında en sık rastlanan klinik bulgu; Konjonktival hiperemidir.

Göz çukurlarına doğru daha belirginleşen yaygın tipteki hiperemiye yüzeyel hiperemi adı verilmektedir.Subkonjonktival hemoraji denilen konjonktiva altı kan toplanması, hiperemiden farklı olup, genellikle belli bir kadrana sınırlı olan kanamalardır.

En sık nedenleri, travma, hipertansiyon gibi hastalıklar olup ,kronik öksürük gibi uzun süreli ıkınmaya neden olan durumlar, kanama diatezleri ve viral (özellikle adenoviral) konjonktivitlerde de sık görülmektedir.

Kemozis konjonktiva ödemidir ve allerjik veya enfeksiyöz adenoviral konjonktiva hastalıklarının bir bulgusu olabilmektedir. Sekresyonlar, dilate kan damarlarından sızan ve epitelden süzülen eksudalardır ve konjonktival enflamasyonlarda en sık karşılaşılan bulgulardandır. Dört farklı türde sekresyon görülebilir: Viral ve toksik enflamasyonlarda sık görülen seröz eksudadan oluşan sulu sekresyon (gözlerin fazla sulanması gibi görülür) adenoviral göz enfeksiyonunda görülen şekildir.

Eksuda fibrinoid materyalden zengin olduğunda ise konjonktiva üzerinde gerçek veya psödomembran (yalancı membran)lar oluşabilmektedir. Psödomembranlar konjonktiva üzerinden kolayca soyulabilmeleriyle gerçek membranlardan ayrılabilir. Şiddetli adenoviral enfeksiyonlar, pseudomembran oluşumunun ana nedenidir. Lenfadenopati (lenf bezi şişmesi) ise adenoviral enfeksiyonların bir bulgusu olup, genelde kulak önü bölgede oluşmaktadır.

Konjonktivitleri dört ana grupta toplamak mümkündür:

1. Enfeksiyöz konjonktivitler: Bakteriyel (%70), viral, klamidyal.

2. Allerjik konjonktivitler

3. Otoimmün konjonktivitler

4. Kimyasal konjonktivitler

Adenoviral Keratokonjonktivit: VİRAL KONJONKTİVİTLER başlığı altında değerlendirilir.

Adenovirüs, göz ve solunum sistemini etkileyebilen bir virüs grubuna verilen addır. Doğada en az 45 tür adenovirüsün bulunduğu, ancak bunlardan yaklaşık 33 tanesinin insan vücudunda iltihap meydana getirebileceği bilinmektedir. En Sık Patojenler Tip 1,2,3,5,7 ; Solunum Yolu Hastalığına, Tip 3 ; Farengokonjonktival Ateşe , Tip 4,7,14,21; Askeri Birliklerde Akut Solunum Yolu Hastalığına yol açar. Yaklaşık 10 serotipin göz enfeksiyonu yaptığı belirlenmiştir. Keratokonjonktivit adenovirus serotip 8, 19 ve 37 ile ilişkilidir. Konjonktivit ile ateşli hastalık salgınları, sanayideki iletim genellikle araçlarda klorlu havuzlar ve küçük göl merkezleme bazı adenovirus türleri ile ilişkilidir. Geri kalanları, hayvanlarda bazı hastalıkların oluşumuna yol açabilir.

Yuvarlak olan virüsün boyutları 1 cm. nin milyonda birinden de küçük olup, etrafa doğru uzanan ipliksi çıkıntıları vardır. Bu virüslere adenovirüs denmesinin nedeni bunların yaklaşık olarak 20 yıl kadar önce, insanların adenoidlerinde ve bademciklerinde bulunmuş olmalarıdır. Bu grubun üyesi olan bazı virüslerin, insana herhangi bir kötü etki yapmadan vücudun çeşitli yerlerinde yaşayabilecekleri sanılmaktadır. Okul çağındaki çocuklar, çoğu kez başka tipte bir adenovirüs grubu tarafından enfekte edilirler.

Ateş, baş ağrısı, konjonktivit, burunda akıntı, boğaz ağrısı ve boğazdaki lenf düğümlerinde şişme görülür. İshal ve karın ağrısına da rastlanabilir. Bazen vücutta döküntüler bile görülebilir. Ancak, hastalık ağır olmayıp, bütün bu belirtiler 1 ile 10 gün arasında kaybolur. Ergin kişilerde ateş ve boğaz ağrısı olmaz; sadece konjonktivit görülür.

Adenoviral Keratokonjonktivit: İki farklı klinik tablo ile karakterizedir. Her ikisi de iki hafta boyunca çok bulaşıcıdır ve epidemiler yapabilir. Hasta ani başlayan seröz kısmen berrak sulanma, kızarıklık (Şekil 1) , ışığa duyarlılık gibi şikayetlerle başvurur. %60‘ında her iki göz birden etkilenmiştir. Muayenede kapak ödemi, kulak önü lenf bezi şişliği, subkonjonktival hemoraji ve kemozis görülebilir. Keratit (korneanın iltihabı) gelişmişse, korneada diffüz punktat subepitelyal beyaz odaklar şeklinde görülür. Bu odakların adenoviruse karşı oluşan immünolojik reaksiyona bağlı oluştuğu düşünülmektedir. Gözde sıklıkla 2 çeşit enfeksiyona yol açar.

1. Epidemik Keratokonjonktivit: Tip 8 ve 19 ile oluşur. Sistemik bulgu genellikle olmaz. Kuluçka devri 5-14 gündür. Epidemik veya sporadik olabilir. Elden ele, gözden göze, aletten göze bulaşabilir. Yüzme havuzları bulaştırıcıdır. Çocuklarda ÜSYE bulguları görülür. Genelde tek taraflı başlar, 2. haftacivarında diğer göze geçer. Konjonktivada ani başlangıçlı sulanma, gözde pembe kırmızı kızarıklık, ışığa duyarlılık, kapak ödemi,konjonktiva ödemi, subkonjonktival kanamlar ve ciddi vakalarda yalancı membranlar (şekil 2) gözlenir. Kulak önünde ağrılı lenf bezi şişmesi de ayrıca görülebilir Keratit olguların %80‘inde gelişmektedir.Noktasal epitelyal keratit 2 hafta sonrasında da bunların %50de subepitelyal opasiteler (şekil 3) gelişebilir ve görmede azalmaya yol açabilir.

2. Faringokonjonktival Ateş: Tip 3 ve 7 ile oluşur. Çoğunlukla çocukları ve gençleri etkilemektedir ve üst solunum yolu enfeksiyonu ile birliktedir. Küçük epidemiler oluşturabilir. Damlacık yoluyla ve yüzme havuzundan bulaşır. Kuluçka dönemi 2-14 gündür. Folliküler konjonktivit ortaya çıkmadan önce ÜSYE bulguları kaybolur. Semptom ve bulgular epidemik konjonktivit gibi ama kornea tutulumu daha seyretir Olguların %30‘unda keratit gelişmektedir. Kornea tutulumu sadece epitel düzeyinde ve iz bırakmadan iyileşir.

Tedavi ve Korunma:


Bir hastalığın adenovirüsler tarafından meydana getirildiğini saptamak tedaviyi fazla etkilemez. Çünkü antibiyotikler hastalığın iyileşme sürecini etkilemezler. Ancak, bazen bu virüsün bir organda meydana getirdiği değişmeler, o organa bir başka bakterinin daha kolay yerleşip bir ikincil iltihap meydana getirmesine yol açabilir. Bu durumlarda antibiyotik kullanarak ikincil iltihaplanma giderilir.Göz enfeksiyonu İki ile 4 hafta içinde kendiliğinden iyileşir.

Özgün tedavisi yoktur.Soğuk kompresyon, suni gözyaşları, sistemik analjezikler semptomatik tedavi için verilir.İltihaplanmayı baskılamak için çok şiddetli olgularda Herpes (göz uçuğu) ekarte edildikten sonra göz hekiminin kontrolünde topikal steroidler tedaviye eklenebilir. Tedavi tatmin edici değildir.

Hastanın kendi bağışıklık sisteminin verdiği hızlı cevap hastalık döneminin kısa atlatılmasında önemlidir. Korneadaki lezyonlar aylarca hatta yıllarca kalabilir hastalığın atlatıldığı ilk birkaç aylık dönemde korneada refraktif değişiklikler olacağı için hastaların gözlük numaraları değişebilir.

Adenoviral göz enfeksiyonun tedavisinden daha önemli olan nokta salgın yapmasını engellemek için alınan önlemlerdir. Bu süreçte hekime ve hastaya ayrı sorumluluklar düşmektedir. Hekim muayene ortamını steril tutmada hastane enfeksiyon komitesi ile işbirliği içinde çalışarak yerine getirir. Hastadan diğer bir hastaya geçerken hekimin elini yıkaması ve adenoviral göz enfeksiyonu olan hastanın muayene edildiği cihazın dezenfekte edilmesi salgını önlemede çok etkilidir.

Ancak bundan daha etkili olan önlem topluma yönelik salgını önlemede hastaya düşmektedir. Hastalar ellerini yeterli bir zaman ayırarak su ve sabunla yıkamalı, aynı ortamda yaşadığı kişlerle odasını ve ortak kullanım eşyasını (el ve yüz havlusu gibi) ayırmalı, bulunduğu kapalı ortamları sık sık havalandırmalı, tokalaşma ile yüz yüze öpüşme gibi davranışlardan kaçınmalıdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp